Kısa süreli terapi ekollerinin yükselişi, psikolojik danışma alanında hem uzmanlar hem de danışanlar için önemli bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Bu dönüşümün merkezinde yer alan çözüm odaklı yaklaşım, bireyin problemlerinden çok mevcut kaynaklarına, güçlü yanlarına ve değişim için sahip olduğu potansiyele odaklanır. Bu nedenle günümüzde pek çok uzman, danışma sürecine yenilikçi bir bakış açısı kazandırmak için çözüm odaklı terapi eğitimi programlarına yönelmektedir. Bu eğitimler, kısa sürede etkili sonuçlar üretmeyi hedefleyen danışmanlar için hem kuramsal hem de uygulamalı altyapı sunar. Böylece danışanlarla çalışırken problemin değil, çözümün konuşulduğu bir atmosfer oluşturmak mümkün hâle gelir.
Bu yaklaşımın temelinde, danışanın problemleri yaşamadığı anların çözüme dair önemli ipuçları barındırdığı fikri yer alır. Bu nedenle terapist, danışanın yaşamında halihazırda işe yarayan davranışları, güçlü yanları ve olumlu örüntüleri fark etmesine öncülük eder. Yaklaşımın mottosu olarak kabul edilen sorun yaşanır problem çözülür düşüncesi, değişimin danışandan alınan hızla şekillendiğini ortaya koyar. Eğitim sürecinde katılımcılara, danışanların geçmiş başarılardan güç alarak yeni çözüm yolları denemelerini nasıl teşvik edebilecekleri aktarılır. Böylece danışan, daha önce denemediği yöntemlere cesaretle yönelebilir ve değişim için daha umutlu bir bakış açısı kazanır.
Bu modelin eğitimi yalnızca teorik bilgi aktarımıyla sınırlı değildir. Programda, Prof. Dr. Itır Tarı Cömert tarafından hazırlanan örnek terapi seans videoları izlettirilerek katılımcıların gerçek terapötik süreçleri görmeleri sağlanır. Ardından rolplay uygulamaları ile katılımcılar hem terapist hem de danışan rolüne girerek deneyimsel öğrenme fırsatı elde ederler. Bu uygulamalar, pasif dinleyicilik yerine aktif bir öğrenme modeli sunar. Öğrenilen tekniklerin süreç içinde nasıl kullanılacağı, danışanın tepkilerine göre terapistin yaklaşımını nasıl şekillendirmesi gerektiği ve hangi soruların daha işlevsel sonuçlar doğurduğu bu sayede daha somut olarak kavranır.
Kısa süreli çözüm odaklı terapinin en önemli aşamalarından biri danışan ile terapötik ilişki kurulmasıdır. Bu ilişki güven, kabul ve iş birliği temelli bir yapı üzerine inşa edilir. Eğitimin bu bölümünde, danışanın kendini rahat ifade edebilmesi için nasıl bir atmosfer oluşturulması gerektiği, terapistin danışanın günlük yaşam deneyimlerini nasıl yeniden çerçeveleyebileceği ayrıntılı olarak işlenir. Problem tanımının doğru yapılması ve amaç belirlemenin net olması da terapinin etkili ilerlemesi açısından önemli yer tutar. Bu nedenle katılımcılar, danışanın problemini anlaşılır hâle getirmesi için hangi yönlendirici soruların kullanılacağı konusunda pratik kazanırlar.
Eğitimde ele alınan bir diğer önemli başlık istisnai durumların keşfidir. Danışanın yaşadığı problemin olmadığı veya daha az yoğun hissedildiği zamanlar, çözümün doğal ipuçlarını barındırır. Bu anların açığa çıkarılması, danışanın aslında baş edebildiği durumları fark etmesini sağlar. Bunun yanında problemi derecelendirme teknikleriyle danışanın yaşadığı zorlukları daha somut bir skalada değerlendirmesi hedeflenir. Bu yöntem, danışanın kendi ilerlemesini takip etmesine yardımcı olur ve motivasyonunu artırır.
Çözüm odaklı terapi denildiğinde akla ilk gelen araçlardan biri mucize sorudur. Eğitimde mucize sorunun nasıl sorulması gerektiği, hangi bağlamlarda daha işlevsel olduğu ve danışanın bu sorudan aldığı ilhamın nasıl çözüme dönüştürülebileceği detaylı şekilde incelenir. Mucize sorunun gücü, danışanı mevcut problem çerçevesinden bir anlığına uzaklaştırarak problemin çözülmüş olduğu bir geleceği hayal etmeye teşvik etmesinden gelir. Bu hayal, danışanın aslında çözümün nasıl göründüğüne dair içsel bir taslak oluşturmasını sağlar.
Motivasyon teknikleri de bu eğitimin odak noktalarındandır. Danışanın değişimi sürdürebilmesi için içsel motivasyonunun desteklenmesi büyük önem taşır. Terapist, danışanın attığı küçük adımları fark etmesine yardımcı olur ve değişimin sürdürülebilir hâle gelmesi için geri bildirimde bulunur. Eğitimde, bu geri bildirimlerin nasıl verileceğine ve hangi motivasyonel yaklaşımların daha etkili olduğuna dair örnek uygulamalar yapılmaktadır.
